Fuat Güner ve Mark Eliyahu Röportajı

Sayfa 1 21. Sayfa

Türk Müziğinin mihenk taşlarından biri olan MFÖ grubunun üyelerinden biri olan Fuat Güner ile Dünyaca ünlü müzisyen Mark Eliyahu ortak bir çalışmada buluşup bir şarkı yaptılar.Şarkının sözleri Fuat Güner’ e bestesi ise Mark Eliyahu ya ait. Usta ikilinin şarkısı oldukça ilgi gördü. Sabah Gazetesi Fuat Güner ve Mark Eliyahu ile röportaj gerçekleştirdi. İşte o röportaj;

FUAT GÜNER

Yanlışlardan dönmenin yaşı yok

– Mark Eliyahu’yu hiç tanımayan birine nasıl anlatırsınız?
– Mark, kamançası ile insanların gönlüne girecek melodileri bulan, bunları güzel icra eden, ayrıca sahnedeki karizması izleyicileri etkileyen, genç, yetenekli ve başarılı bir sanatçı.
– Besteyi ilk dinlediğinizde neler hissettiniz?
– Kolay beğenen biri değilimdir aslında. Ama Mark bestesini yolladığında açtım, dinledim ve hemen beğendim. Üstüne çalışırken daha çok sevdim. Sözler için çalışmaya başladığımda, kamançanın melodisini ele aldım.

– Yazdığınız sözlerden yola çıkarsak, duyarsızlık, çaresizlik, acımasızlık ve ilgisizlik… İnsanlık nasıl bu hale geldi?
– Bir düşünün… İş hayatı acımasız, duygusuz ve hızlı. Ayrıca hepimizin günlük rutinleri var. Tamamen bir koşturma hali. Buna o kadar çok dalıyoruz ki, birçok güzelliği fark edemiyoruz. Bence o güzellikleri görebilmek, hayatın anlamını bulabilmek için aşırı hırslarımızdan, egolarımızdan, menfaatçilikten, ihtiraslardan, kıskançlıklardan, duyarsızlıktan, mülkiyet duygularımızdan kurtulmamız lazım. Ruhumuzu aydınlatmamız, daha duyarlı, sevecen, anlayışlı olmamız lazım. Bu hem kendimize, hem ilişkilerimize, hem de dünyaya olumlu yansıyacaktır. Buna dikkat çekmek istedim. Ve burada İpek İyier’e teşekkür etmek istiyorum, çünkü bazı mısralar ona ait, sözleri bitirmemdeki katkısı önemli.

– Yaşadığımız salgın, geçirdiğimiz bu zor süreç iyiye ulaşmada bizim için bir fırsat olabilir mi? Gelecek sizce nasıl şekillenecek?
– Salgın ve yaşadığımız bu süreç, aslında birçok şeyi gözden geçirme fırsatı yaratıyor, ama görebilenler ve düşünebilenler için! Nefes almanın, özgürce hareket edebilmenin, sevgiyle sarılıp kucaklaşabilmenin, tribünlerde birlikte coşmanın, omuz omuza konser, sinema, tiyatro izleyebilmenin kıymetini hatırlamamıza sebep oldu. Keşke insanoğlunun sahip olduklarının değerini fark edebilmesi için, acı deneyimler yaşaması gerekmese… Elbette herkes bu süreçten ders çıkarmayacak, kaldığı yerden devam edecek. Diğer yandan “Dünya bundan eskisi gibi olmayacak” diyorlar, buna katılıyorum, ama dünyanın daha çok dijitalleşmesinin insan ruhundaki etkileri için endişe taşıyorum.

RÖPORTAJIN DEVAMI İÇİN 2.SAYFAYA GEÇİNİZ

Sayfa 1 21. Sayfa

Yorum Yap