Hürol Herkesecan Röportajı

 Hürol Herkesecan Röportajı

Kabin amirliğini bırakıp şarkıcılığa adım atan ve yeni çıkan Single ı ile dikkat çeken Hürol Herkesecan Hürriyet gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

◊ Tüm Türkiye, Trabzon’da pistten çıkan uçağın kabin amiri olarak duydu adınızı. Sonrasında single’ınızdan haberdar olduk… 
– Evet, maalesef üzücü bir olay yaşadık. Ne tesadüftür ki “Dönüşü Yok” adlı single’ımın çıkmasından bir gün sonra yaşanan bu hadise, beni müzisyenliğimin yanı sıra kabin amiri olarak da kamuoyuna yansıtmış oldu.
Yolculuğumun nasıl şekillendiğine gelince… 1986’da Ankara’da doğdum. İlkokulu Ankara’da, ortaokul ve lise eğitimimi Marmaris’te tamamladım. Lise yıllarında başlayan müzik tutkum peşimi hiçbir zaman bırakmadı.
Kader diyebiliriz. Çünkü farklı işler yapsam da müzik, hayatımda her zaman var oldu.

◊ Profesyonel anlamda müzikle ilgilenmeye ne zaman başladınız?
– Lise yıllarımda, Marmaris’teki yerel bir radyoda DJ’lik yapmaya başladım. Bir süre sonra sürekli aynı şarkıları çalmaktan sıkıldım. Gençliğimin de verdiği heyecanla dinleyicilere ara ara kendim şarkı söylüyordum. Bundan dolayı radyodan atılmayı beklerken o zamanki müdürümüz sesimi çok beğendiğini söyledi. Devamında Marmaris’teki birçok mekanda sahneye çıktım, program yaptım.

UÇMAK BENİM İÇİN ÖZGÜRLÜK DEMEK
◊ Tam single çıkarıyorsunuz, içinde bulunduğunuz uçak pistten çıkıyor. Yolcuları sakinleştirirken aklınızda neler vardı? Hayatınız gözünüzün önünden geçti mi?
– O esnada yolcuları sakinleştirmek ve güvenli bir şekilde uçağı tahliye etmekten başka bir şey düşünemedim. Bir kabin amiri olarak aksini düşünmem söz konusu olamazdı. Bizler böyle durumlar için eğitimler alıyor ve bu eğitimleri de mesleğimiz içinde periyodik olarak tekrarlıyoruz.

◊ Yolunuz Pegasus ile nasıl keşişti? Bu kadar müzik tutkunuyken neden sahne yerine kabinde olmak istediniz?
– Üniversiteyi bitirdikten sonra, hemen her genç gibi ben de farklı sektörlerde iş aramaya başladım.
Ancak yapacağım işin tıpkı müzikte olduğu gibi bir tutkusu olmalıydı.
Bu sebeple başka bir tutkum olan gökyüzü beni çekti. Sosyal ilişkileri güçlü ve iletişime açık bir kişiliğim olması sebebiyle bu işi de severek yapabileceğimi düşündüm ve kendimi kabinde buldum.

◊ Uçmak sizin için ne ifade ediyor? Uçmayı neden seviyorsunuz?
– Kesinlikle özgürlüğü, özgür olmayı… Sevme meselesine gelince…
Uçmanın sevdiğim bir değil birçok yönü var: Bir sabah başka bir ülkede uyanmak, başka bir kültürü tanımak, sürekli farklı insanlarla çalışmak… Dediğim gibi liste uzun…

BAŞKA SANATÇILARA DA ŞARKI VERİYORUM
◊ “Dönüşü Yok” slow bir çalışma olmuş. Söz ve müzik sizin imzanızı taşıyor. Anladığım kadarıyla neşeli bir karakteriniz var, peki konu aşk olunca mı böyle hüzünleniyorsunuz? Aşk depresif bir ruh hali midir sizce?
– Evet “Dönüşü Yok”un söz ve müziğinde benim imzam var.
Bu bir ilk değil, bugüne kadar başka sanatçılara da birçok şarkı verdim. Ama sandığınızın aksine ben aşkı depresif olarak nitelemem, öyle hissetmem. Genel olarak pozitif, sevecen ve sıcakkanlı biriyim.
Neşeli, keyifli bir yaşam tarzını benimserim. Hayatı, doğayı, hayvanları ve iki canlının birbirine duyduğu aşkı hep saygıyla karşılarım. Din, dil, cins ayırt etmeksizin…

◊ Single’dan sonra hayatınız değişti mi?
– Yoo… Uçuşlarıma devam ediyorum, sivil havacılık alanında akademik bir kariyer yapıyorum. Tek fark şu: Müzikal anlamda her geçen gün daha fazla insana ulaşıyor ve daha fazla dinlendiğimi görüyorum.
Bir de son olaydan sonra sevdiklerime daha fazla zaman ayırmaya, onlara daha çok sarılmaya başladım.

UÇAKTA ÇOCUĞUNU UNUTANLAR OLDU
◊ Uçuşlarda yaşadığınız en ilginç olay neydi?
– O kadar çok var ki, hangi birisini sayayım. Belki günün birinde bunları kaleme bile alabilirim.

◊ Birkaç örnek verseniz…
– Çocuğunu uçakta unutanlar, kaptanın “X şehrinin üzerinden geçiyoruz” anonsu üzerine “Biz burada inecektik” diyen yolcular…

◊ Uçaktayken yolcuların sadece konforundan değil güvenliğinden de sorumlusunuz. Her ikisiyle de başa çıkmak, sonra eve gidip müzik yapmak zor değil mi? 
– Kabin memurluğu dünyada en çok özveri gerektiren mesleklerden biri. Yoğun bir çalışma tempom var evet… Fakat müzik benim için bir meslekten ziyade bir yaşam biçimi zaten… Bu yüzden müzik yapmak beni yormuyor, tam tersine dinlendiriyor, huzur veriyor. O nedenle hiç zorlanmıyorum.

◊ Düzenli bir çalışma saatiniz yok. Buna adaptasyonu nasıl sağlıyorsunuz? 
– Başkalarına göre düzensiz görünen bu hayatın içinde aslında çok düzenli bir hayatım var, kendi düzenimi kurdum ben.

ŞİRKETİN MÜZİK KULÜBÜ BAŞKANIYIM
◊ Yıllardır Pegasus bünyesinde çalışıyorsunuz. Şirketin bir yeni yıl etkinliğinde “Uçalım mı?” adlı şarkıyı seslendirmişsiniz. Orada da şirketin desteğini aldınız mı? Ali Sabancı bu konuda size yardımcı oldu mu?
– Şirketim sosyal aktivitelerle ilgili tüm çalışanlarına her zaman destek verir zaten. Ben de şirketin müzik kulübü başkanı olarak yeni yıl etkinliğimiz için “Uçalım mı?” adlı bir şarkı yazıp seslendirmiştim. Ali Bey, müzikal anlamda her zaman bana destek oldu. Kendisi çalışkan, istikrarlı ve hedefi olan gençlere her daim destek olmakta. “Biz bir aileyiz” sloganı ile çalıştığımız şirketimizde varlığını her zaman hissettirir.

SINGLE HAZIRLIĞINA CANNES DÖNÜŞÜ BAŞLADIM
◊ Kazadan bir gün önce Avrupa Müzik etiketiyle çıkan single’dan söz eder misiniz? Nasıl karar verdiniz bu single’ı çıkarmaya?
– Öncelikle bu projenin gerçekleşmesini sağlayan Ali Sabancı’ya bir kez daha teşekkürlerimi iletmek isterim. Uzun zaman önce bestelediğim “Dönüşü Yok” adlı şarkım, yakın çevrem tarafından çok sevilerek dinleniyordu. Bu sebeple eserimi daha fazla dinleyiciye ulaştırmak istedim. Türkiye’de gerçekleşen bir projenin birincisi oldum, devamında Cannes’da gerçekleşen MIDEM Müzik Festivali’ne katıldım. Türkiye’ye döner dönmez Avrupa Müzik ile görüştük ve bu projeyi gerçekleştirme kararı aldık.


Yorum Yap